čuruk — čùruk prid. <indekl.> DEFINICIJA reg. 1. koji je nezdrav; neispravan, truo, lažan, škart [čuruk zid] 2. pren. koji je nepouzdan; smušen, priglup [čuruk baba] ETIMOLOGIJA tur. çürük … Hrvatski jezični portal
çürük — sf., ğü 1) Çürümüş olan Yabancı, kirli, çürük dişlerini göstererek gülümsüyordu. Ö. Seyfettin 2) Sağlam ve dayanıklı olmayan Çürükleri barındırmaz yaylaların yaylası. H. Taner 3) İş göremez, hastalıklı 4) mec. Sağlam bir temele veya kanıtlara… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çürük — sif. 1. Çürüyüb xarab olmuş; çürümüş. Çürük taxta. Çürük meyvə. – <Balaş:> Artıq bu həqiqətdir ki, qadınsız cəmiyyət çürük bir ağac kimidir. C. C.. <Sona:> Öz məhəbbətinə dönük çıxan . . adamı çürük diş kimi kökündən qoparıb ataram. B … Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti
çürük çarık — sf., ğı Sağlam olmayan, işe yaramaz ... ev bize dar geliyor, çürük çarık, akarı kokarı eksik değil. N. Kurşunlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
çürük elma — is. 1) Çürümüş elma 2) mec. Bozuk, kalitesiz iş 3) mec. Karaktersiz, yalancı, sahtekâr kimse Bir kuruluş içinden birkaç çürük elma çıktı diye, şaibeli sayılır mı; sayılmaz elbet. A. İlhan … Çağatay Osmanlı Sözlük
çürük iş — is. Bozuk, kötü, işe yaramaz özellikleri olan durum veya iş … Çağatay Osmanlı Sözlük
çürük boya — is. Doğal olmayan ve basit kimyasal yollarla elde edilen boya … Çağatay Osmanlı Sözlük
çürük gaz — is., kim. Otomobil vb. taşıt araçlarının egzozundan çıkan yanmış gaz … Çağatay Osmanlı Sözlük
çürük para — is., esk. Ayarı düşük on akçe, sağ para karşıtı … Çağatay Osmanlı Sözlük
çürük sakız — is. Çok kullanılan söz veya düşünce … Çağatay Osmanlı Sözlük